Tâ key bu şitâb her kenâre
Hîç meddine yok mudur nihâye
Yeldâ-yı ezelde serserîsin
Ârâm u rücûdan berîsin
Bir dem olamaz mı ömr-i nâ-sâz
Ummân-ı dehrde lenger-endâz
Ey göl! nazar et ki bir yıl akdem,
Yârimdi bana bu yerde hem-dem
Bu taş ki bûs eder miyâhın
Ârâm-gehi iken o mâhın
Şimdi bana bir nişîmen-i hayf
Mehcûra medâr şîven-i hayf
Böyle yine inleyip dururdun
Yalçın kayalara baş vururdun
Yüzler sürerdi keffi müştâk
Ol pâye ki kıblegâh-ı uşşâk
Yâdında mı bir gece o âfet
O hüsn-i melek, perî kıyâfet
Çıkmıştı benimle mâh-i tâba
Bir sandal içinde seyr-i âba
Olmuşdum anınla dûş ber-dûş
Aşk âlemi içre mest ü medhûş
Tenhâca safâ-yı âb ederdik
Zevk-ı dem-i mâhitâb ederdik
Ses gelmez iken semâ vü mâdan
Hâlî iken her taraf sadâdan
Sandalcıların kürek sadâsı
Bu halvetin idi hoş nevâsı
Âhenkle çekerler idi birden
Bu şevk ile mevce-zen idin sen
Nâgâh çıkup hazîn bir ses
Emsâlin işitmemişdi hiç kes
Aksi ile oldulardı hiyre
Etraf-ı savâhil-i buhayre
Ya'nî ki o gül-fem-i hoş-âvâz
Feryâde şu yolda etdi âğâz:
Ey çerh, tevakkuf et zemân ver
Ey sâat-i sad-amân emân ver
Bir kâm alayım şu baht-ı nevden
Bu leyl-i neşât-ı tîz-revden
Bahtsız bu cihânda var haylî
Mevt anlara tatlı bir temennî
Bu zümreye devrin eyle tahsîs
İhlâk ile derdden eyle tahlîs
Mes'udları eyle gel feramûş
Bu demde ki ayşdır anlara nûş
Beyhûde taleb emân zemândan
Kâbil mi vefâ o bî-emândan
Sür'atle kaçar zemân benden
Âheste-rev ol ben ana derken
Fecr etdi zalâmı leylî tarâc
Meş'al-keş-i mihri safha-i âc
Fevt olmaya fursat edelim zevk
Bu bezm-i visâle verelim şevk
Yok âdeme bu cihanda mersâ
Yok dehre kenâr hiç hayfâ
Durmaz geçeriz çü zıll-i zâil
Dehr ise misâl-i nehr-i sâil
Ey dehr-i hasûd bu hâlet-i sekr
Müstesâd-ı dest-i aşk-ı pür-mekr
Bizden olacak mı dûr ü mehcûr
Ol sür'at ile ki rûz-i gam dûr
Âyâ bir eser kalur mı andan
Nâbûd olacak mı bu cihândan
Ol dehr ki mûcib hem de sâlib
Hayf olmayacak mı redde tâlib
Ey ey ezel ü âdemgeh-i hâk
Ey mâzî-yi hufre-i hevil-nâk
Eyyâmı ki bel' edüp gidersin
Söyle bize neyleyüp nidersin
Gasb eylediğin dem-i meserret
Ermez mi bu semte artık avdet
Ey göl ki sefâ-yı kalb ü cânsın
Korkunc kayalar ki bî-zebânsın
Ey bağrı delik mahûf gârlar
Zindâna şebih pîşezârlar
Âsûde-nişîn rûzgârsız
Mecrâ-yı füyûz-ı nev-bahârsız
Bârî siz edin bu leylîyi yâd
Kim kahr-ı dehirden ola âzâd
Ey manzarası güzel buhayre
Aşk ehline bî-bedel mesîre
Her hâli sükûn şiddetinde
Etrâfı besîmî sûretinde
Eşcârı hazîn edâlarında
Âvihte ser kayalarında
Lerzân esüp geçen sabâda
Etrâfdan aks eden sadâda
Sîmîn cebîn olan kamerde
Kim aksi yüzünde nûr perde
Dûr etme bu meclisi hayâlden
Lillâh sıyânet et zevâlden
Etdikçe riyâh burda seyrân
Etrâfdaki neysitân-ı nalân
Eltâf-ı revâyih-i nesîmîn
Eknâf-ı havâli-i besîmin
Hâsıl burada ne ise me'nûs
Sem' ü basar u meşâme mahsûs
Nakl eyleyeler ki burda bir gün
Hem bezm-i safâdı iki düşkün
Çeviri: Sadullah Paşa
Yorumlar
Yorum Gönder