Bir dıraht üstüne çıkıp karga
Peynire çalmak istiyordu gaga.
Bunu bir tilki görmesiyle hemân
Atdı zîr-i dırahta hırs ile cân
Edip evvel edeple arz-ı selâm
Şu zemîn üzre etti feth-i kelâm
Bârekallah, ne hoş likânız var!
Ne kadar dil-nişîn edânız var!
O letâfet o yâl ü bâl o hırâm
Komadı bendenizde hiç ârâm.
Mütenâsipse nağmeniz de eger
Şöhret-i zâtınız hümâyı geçer.
İsmi var cismi yok geçen ankâ
Kendinizmiş demek olur hatâ!
Karga bu sözleri işitdikçe
Oldu bî-hûş-ı ne’şe gittikçe
Eylemekçün biraz nagam-kârî
Eyleyince küşâd-ı minkârı
Etti peynir zemîn-i Hudâ'yı câ
Tilki maksûda erdi bâd-ı hevâ
Anı evvelce âfiyetle yedi
Sonra döndü gurâba şöyle dedi.
Ey benim gönlü sâf efendiciğim!
Ola malûmunuz şu hâlet kim,
Semere vermese müdâhene ger
Dalkavuklar nasıl taayyüş eder?
Size gelse gerek bu ders ahsen
Gaganızdan düşen o peynirden…
Hileyi anlayıp zavallı gurâb
Oldu düçâr-ı infiâl ü hicâb
Ba'd-ez-în ihtiyâta azm etti.
Lâkin elden şikârı da gitti.
çeviren: Recaizade Mahmud Ekrem
Yorumlar
Yorum Gönder